Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | bir şeyi gizlice dinlemek | eavesdrop on something v. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | (birini/bir şeyi) gizlice dinlemek | eavesdrop on (someone or something) v. | ||
Tom pretended to be working on his computer, but in fact he was eavesdropping on the conversation. Tom bilgisayarında çalışıyormuş gibi yapıyordu ama aslında konuşmaları gizlice dinliyordu. More Sentences |
||||
Phrasals | (birini/bir şeyi) gizlice dinlemek | listen in (on someone or something) v. |